Basit Düşün - читать онлайн бесплатно, автор Owain Service, ЛитПортал
bannerbanner
Basit Düşün
Добавить В библиотеку
Оценить:

Рейтинг: 4

Поделиться
Купить и скачать

Basit Düşün

Автор:
Год написания книги: 2023
Тэги:
На страницу:
4 из 4
Настройки чтения
Размер шрифта
Высота строк
Поля

Owain aynı zamanda kendine sadece “içki miktarını azaltma” hedefini koymanın yeterli olmayacağının farkındaydı. Daha önce de işlediğimiz üzere, belirsiz hedefler koymak, o hedeflere ulaşmanın en iyi yollarından sayılmazdı. Akla en yatkın çözüm, Sağlık Bakanlığı’nın günde düzenli olarak 30-40 mililitre alkolden fazlasını tüketmeme tavsiyesine uymak olabilirdi. Ama bu kurallara sıkı sıkıya bağlı kalmanın da getirdiği bazı zorluklar vardı. İlki, bunun zihinsel bir aritmetik görev olmasıydı. Diyelim ki bir şişe bira içtiniz. Bu kaç mililitre alkole denk geliyor? Şarap sözkonusu olduğunda bu soru daha kafa karıştırıcı bir hal alabilir çünkü şarabın alkol oranları değişkendir ve çoğu kişi, kadehini doldururken belirli bir ölçüye sadık kalmaz. İkinci zorluk da çoğunlukla psikolojiktir. Basit bir denklem aracılığıyla ölçülebilecek bir sınır belirlemek mantıklı görünebilir (örneğin 750’yi 125’e bölmek o kadar da zor değildir) ancak kendine bir hedef belirlemekle, bu hedefi halihazırda bir şişe güzeller güzeli Rioja şarabı içtikten sonra takip etmek arasında ciddi fark vardır. Öz kontrol her alanda problem teşkil eden bir konudur ama bilişsel fonksiyonunuzu azaltma özelliğine sahip bir madde tüketirken bu sorun daha da büyür.

Böylece Owain, canı her içki istediğinde hesap makinesini çıkarmasını gerektirecek bir hedef belirlemek yerine, kuralları ihlal ettiğini anında anlamasına olanak verecek türden, basit ve net bir hedef belirlemeye karar verdi. Psikologlar bu tür hedeflere “net çizgiler” ismini verirler çünkü bu türden hedefler belirsizliğe yer vermez. Bir kuralı işleme koymak için gereken bilişsel çabayı kayda değer biçimde azaltan net bir çizgiyi aştığınızda, bunu hemen anlarsınız. Owain’in de kendi için belirlediği net çizgi, hafta içi evde içki içmemekti. Örneğin pazartesi günü evde bir şişe şarap açarsa, kuralı çiğnediğini hemen fark ediyordu. Bu kadar basitti. Bu kural elbette tamamıyla yoksunluk anlamına da gelmiyordu çünkü zaten öyle olması başarısızlığa davetiye çıkarırdı. Örneğin işten sonra, bir meslektaşıyla bir yerlerde bir içki içmek kabul edilebilirdi. Aynı durum hafta sonları içmek için de geçerliydi. Bu basit ve net kurala ek olarak, net bir bitiş tarihi de belirledi. Planına bir ay boyunca sadık kalacaktı. Eğer işe yararsa planını on bir ay kadar daha uzatacaktı. İşin iyi tarafı planın başarılı, hatta çok başarılı olmasıydı. İki yıl önce aylık bir hedef olarak başlattığı uygulama artık uzun süreli bir alışkanlığa dönüşmüştü. Yalnızca bir ya da iki istisna dışında “hafta içi evde içmek yok” kuralı günümüze dek geçerliliğini korumuştu. Owain’in tahminine göre, iki senelik süre içerisinde aşağı yukarı seksen şişe şarap daha az alkol tüketmesini sağlamıştı.

Eğer net çizgi fikrinin, yeni geliştirilen bir psikolojik hile olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Reklamcılık alanında davranış bilimlerinin kullanımına öncülük eden, Ogilvy & Mather ajansının yönetim kurulu başkan yardımcısı Rory Sutherland’ın açıkladığı üzere, bu fikir tarih kadar eski kültürel ve dini uygulamaların temelini oluşturan prensiplerle birebir örtüşmektedir52. Sıkça uygulanan “Şabat günü çalışmama” ilkesini düşünün. Şimdi de bu basit kuralı on yedi haftalık bir sürede, haftada ortalama en fazla kırk sekiz saat çalışılabileceğini ve yirmi dört saatte bir en az on bir saat boyunca da dinlenmek gerektiğini şart koşan, AB’nin Çalışma Süresi Yönergesi’nin daha karmaşık kurallarıyla karşılaştıralım. “Şabat günü çalışmama” kuralı oldukça basittir. Bu kuralı uygulamak için, bireyin herhangi bir ekstra bilgiye ihtiyacı yoktur (bugün günlerden ne olduğunu bilmek dışında). Bu kuralın ek bir avantajı da, geri kalan topluluk üyelerinin onu çiğnememeniz konusunda size yardım edecek olmalarıdır. Çalışma Süresi Yönergesi kuralları ise sizin ya da çalışmakta olduğunuz organizasyonun, on yedi haftalık sürede ne kadar çalıştığınızın çetelesini tutmasını gerektirir ki, oradan haftada ortalama kaç saat çalıştığınız hesaplanabilsin. Yeteri kadar çalışıp çalışmadığınız gerekli hesaplamayı yapmadığınız sürece asla netlik kazanmayacaktır.

Aynı şekilde, hafta boyu kalori hesaplamanızı gerektiren ya da tam tersine, Rory Gallagher ve eşinin düğüne hazırlık öncesi kullandıkları 5:2 diyeti gibi basit kurallara sahip, birbirinden farklı beslenme düzenlerini düşünün. 5:2 diyeti, haftanın beş günü normal şekilde beslenmeyi, kalan iki günde ise kalori alımını kadınlar için 500, erkekler için ise 600 kaloriyle sınırlandırmayı gerektirir. Bir diğer deyişle, bu beslenme düzeni şu görüşü savunur: “Kalori sınırlamasının kısa süreler için geçerli olduğu bir diyete sadık kalmak kolaydır. Bu sistem diyetin yeniden yürürlüğe girmesini sağlar53”. Bu iddiaları destekleyen kanıtlar da mevcuttur. Araştırmacılar denekleri, kurallarının karmaşıklığı açısından birbirinden ayrılan farklı diyetlere soktuklarında “Bilişsel yönden talepkâr bir kilo kontrol programının bırakılmasına sebep olan en güçlü unsurlardan birinin, kuralların karmaşıklığı olduğunu”54 keşfetmişlerdir. İşle ilgili konularda da benzer yaklaşımları benimseriz. Örneğin cuma sabahlarını haftalık geri bildirim ve başarı kutlama toplantılarına ayırabilir, pazar günü hiç iş yapılmamasını şart koşabiliriz (bunu uygulamak o kadar da zor olmasa gerek).

Net çizgiler Davranışsal Kavrayış Ekibi tarafından savunulan, hükümet yasalarının yüzlercesine uyarladığımız en önemli dersin örneklerinden yalnızca biridir ve tüm başarılı basit düşün stratejilerinin kalbinde de aynı fikir yer almalıdır: Kolaylaştırın. Örneğin bir kişiyi emeklilik fonu oluşturmaya ikna etmek istiyorsanız, mevcut tüm emeklilik planlarının, tarihi katkı payı kayıtlarının ve önde gelen finans danışmanı tavsiyelerinin bulunduğu bir veri tabanına giriş yapmalarını sağlayabilirsiniz. Tüm bunları yapsanız da, birçok insan emeklilik fonu oluşturmayı başaramayacak, başarsalar bile iş işten geçmiş olacaktır. Bu yüzden, bunun yerine İngiliz hükümetinin 2008 yılında yapmaya başladığını yapabilirsiniz. İnsanları emeklilik planlarına otomatik olarak dahil edip, onlara isterlerse sistemden “çıkış yapma” şansı verebilirsiniz. Böylece konu herkes için daha basit hale gelir. Otomatik kayıt şu anda Birleşik Krallık’taki 9 milyon kişinin, emeklilikleri için eskiye kıyasla milyarlar değerinde daha fazla birikim yapmasına yardımcı oluyor. Bunu, karar verirken yavaş düşünme sistemimizi kullanarak, hızlı düşünme sistemimizi daha verimli çalışmaya teşvik eden net çizgiler fikriyle başarıyor. Giriş bölümünde de incelediğimiz üzere, mümkün olan tüm bilgileri kavrama, avantaj ve dezavantajlarını karşılaştırma ve hemen ardından da en mantıklı seçimi yapma imkânına sahip değiliz. Ancak bu durumu kabullenirsek, gelecek kararlarımızdaki zihinsel yükü azaltacak kararlar vermeye başlayabilir ve ilgimizi en gerekli unsurlara yönlendirebiliriz. Eski ABD Başkanı Obama, görevi süresince neden yalnızca gri ve mavi takımlar giydiğini açıklarken de aklında olan budur. Vanity Fair dergisine “Karar vermeyi gerektiren durumları azaltmaya çalışıyorum,” diye açıklamıştır. “Ne giydiğim ve ne yediğim konusunda karar vermekle uğraşmak istemiyorum çünkü karar vermemi gerektiren daha birçok başka konu var.”

Biz de kendi net çizgilerinizi oluşturmanız ve hedefinize ulaşmayı kolaylaştıracak başka yöntemler düşünmeniz için sizi cesaretlendirmek istiyoruz. İyi niyetle baş koyduğunuz yolda ilerleme ihtimalinizi artıracak bir düzen oluşturmanız için atılması gereken ilk adım budur. Bu düzenlerin bazıları oldukça dolambaçsızdır. Örneğin kilo vermek istiyorsanız diyet kurallarınızı basitleştirmenin yanında bir de cezbedici abur cuburları evden ve ofisten uzaklaştırmanız ya da en azından göz önünden kaldırmanız gerekir. Bir amaca ulaşmak için gösterilmesi gereken çaba ne kadar artarsa, hedefe ulaşma ihtimali de o kadar düşer. Eğer daha fazla egzersiz yapmayı düşünüyorsanız, ilk önce bunu kolaylaştıracak yöntemlere kafa yormalısınız. Örneğin egzersizi, işe gidiş yolculuğunuzla bütünleştirebilir, her zamanki durağınızdan önce inip tempolu adımlarla ofise yürüyebilirsiniz. Kendinizi sabahları koşuya çıkmaya teşvik etmek için egzersiz ekipmanlarınızı gece yatmadan önce hazır edebilirsiniz. Eğer hedefiniz ailenizle daha fazla nitelikli zaman geçirmekse ama kendinizi işten de uzak tutamıyorsanız, telefonunuzla ilgili net bir çizgi belirleyebilir, örneğin akşam saat 8’den sonra ya da hafta sonları telefondan uzak durmayı deneyebilirsiniz. Bir diğer taraftan, hedefinizle aranıza giren unsurları belirleyip bunları nasıl ortadan kaldırabileceğinizi düşünebilirsiniz. Örneğin bu kitabın açılış hikâyesinde anlatıldığı üzere, Paul’un iş bulmasını kolaylaştıran şey, onun daha kolay iş bulmasına engel olan ve sistemde halihazırda var olan bazı engelleri (aşırı evrak işi) ortadan kaldırmaktır.

İşleri kolaylaştırmak ve kendiniz için net çizgiler belirlemek, basit planlar yapma yolundaki ilk adımlardır. Bu adımlar planın ikinci aşamasına nasıl geçiş yapabileceğinizi düşünmenizi, yani günlük ve haftalık akışla takip etmeniz gereken eylem arasında bilişsel bir bağ kurmanızı da sağlarlar.

2. Kural: Eyleme dökülebilecek bir plan yapın

Büyük ihtimalle hepimiz hayatımızın bir aşamasında gribe yakalanmışızdır. Kuşkusuz, hastalığın büyük bölümünde halsizlik, yüksek ateş, ağrı ve beyin zonklaması da hissetmişizdir. Hem çok yaygınmış gibi göründüğünden, hem de semptomları başlangıçta basit bir soğuk algınlığına çok benzediğinden, gribin ne kadar ciddi olduğunu dikkate almama eğilimindeyizdir. Bu nedenle, çoğumuz ortalama bir hafta içinde tamamıyla iyileşecek kadar şanslıyken bazıları için aynısı sözkonusu değildir. Çocuklar ve yaşlılar, hamile kadınlar ve gribi tetikleyen başka rahatsızlıkları olan insanlar, kolaylıkla çok ağır seviyede bir gribe yakalanabilirler. Grip nedeniyle gelişen göğüs enfeksiyonu gibi ciddi komplikasyonlar sessiz birer katile dönüşebilir. Yalnızca ABD’de, grip 200.000’in üzerinde hastane sevkine ve her sene 8.000’in üzerinde ölüme yol açmaktadır55.

İyi haber ise, ölüm oranını, hastalanmayı ve sağlık masraflarını azalttığı tespit edilen bir aşının varlığıdır. Ancak ne yazık ki, böylesi bir aşıdan en çok faydalanabilecek insanların büyük kısmı bu aşıyı yaptırmayı aksatırlar. Aşıdan kaçınanların muhtemel gerekçeleri arasında ise, uzun süreli muhakeme sonucunda vardıkları, hafif ateş, kas ağrısı ve iğnenin yapıldığı yerde acı gibi yan etkilerin, potansiyel faydaların yanında yetersiz kaldığı düşüncesi bulunmaktadır. Ama çoğu insan aşı yaptırmaz çünkü randevu almamışlardır ya da aldıkları randevuya gitmemişlerdir. Bir şeyi yapmanız gerektiğini bilseniz de yapma fırsatı bulamadığınız böyle durumlarda, basit bir plan harikalar yaratabilir. Pennsylvania Üniversitesi, Wharton School’un inanılmaz derecede üretken profesörü Katy Milkman’in teste tabi tuttuğu olgu da tam olarak budur. Milkman ve meslektaşları Orta Batılı büyük bir enerji firmasıyla işbirliği yapıp, şirketin 3.300 çalışanına griple alakalı yüksek riskli komplikasyonlardan bahsederek onları gidip aşı olmaya teşvik edip edemeyeceklerini denemişlerdir. Kritere uyan tüm çalışanlara, aşı kliniklerinin çalışma saatleriyle ilgili bir hatırlatma mektubu gönderilmiştir. Ancak bu hatırlatma yalnızca bazılarını plan yapmaya teşvik etmiştir. Çünkü klinik tarih ve saatlerini bildiren mektuba ek olarak, bu gruptan bir de kliniğe gitmeyi düşündükleri tarihi ve saati belirtmeleri istenmiştir. Bu ufak değişiklik, kliniğe gelen insanların sayısında yüzde 13’lük bir artışa sebep olmuştur. Bu türden bir değişiklik, eğer ABD’nin ve batı dünyasının tamamında uygulanırsa binlerce hayat kurtarabilecek türdendir56.

Milkman’in insanları plan yapmaya teşvik eden mektuplarında uygulanan temel prensipleri, bu bölümün başında ele aldığımız Obama seçim çalışmalarında da görmüştük. İki prensip de New York Üniversitesi psikoloji profesörü Peter Gollwitzer tarafından geliştirilen fikirden alıntıdır ve bu fikri “planlanmış niyetler” diye adlandırmıştır. Gollwitzer’ın çalışması, bireylerin bir hususu gerçekleştirme niyetinde olmalarına rağmen, gereken eyleme geçemedikleri durumlara odaklanmaktadır. Gollwitzer fark etmiştir ki, gelecekteki tahmini durumumuz ve hedefimizi gerçekleştirmek için gerekli olan eylemler arasında bilişsel bir bağlantı kurabilirsek niyetlerimizi gerçekleştirme ihtimalimiz de yükselir. Milkman kendi çalışmasında insanları, belirli bir tarih ve saat ile randevuya katılma gerekliliği arasındaki bilişsel bağı görmeye teşvik etmiştir. Bu durumda sözkonusu bilişsel bağ, tarih ve saat için bırakılan boşlukları doldurmak kadar kolay bir eylem aracılığıyla kurulmuştur. Obama ve seçim örneği ise aynı fikrin biraz daha güçlü bir versiyonudur. Potansiyel seçmenlerden yalnızca oy verip vermeyeceklerini teyit etmeleri istenmemiş, seçmenler oylama öncesinde ne yapacaklarını ve nereden geleceklerini de düşünmeye teşvik edilmişlerdir. Bu teşvik, insanları evde kahvaltı yaptıktan hemen sonra oy vermeye gideceklerini düşünmeye yönlendirmiştir. Daha da geniş açıdan bakılırsa, “ne zaman”, “nasıl” ve “nerede” soruları, durumsal çıkış noktaları haline getirilerek, bireyleri durum (kahvaltı etmek) ve eylem (oy vermeye gitmek) arasında bilişsel bir bağ kurmaya, böylece eyleme geçmeye teşvik etmiştir. Tüm basit düşün

Конец ознакомительного фрагмента.

Текст предоставлен ООО «Литрес».

Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

1

HMG (2010), ‘The Coalition: Our Programme for Government’

2

Davranışsal Kavrayış Ekibi’nin yaptıklarını daha yakından incelemek için: D. Halpern (2015), Inside the Nudge Unit: How Small Changes Can Make a Big Difference.

3

Oettingen, G. (2014), Rethinking Positive Thinking: Inside the New Science of Motivation; Hofmann, S., A. Asnaani, I. Vonk, A. Sawyer and A. Fang (2012), ‘The Efficacy of Cognitive Behavioral Therapy: A Review of Meta-analyses’.

4

Bu kitapta adı geçen, deney katılımcısı bireylerin isimlerini değiştirdik. Davranışsal Kavrayış Ekibi bünyesinde çalışan insanların isimleri değiştirilmedi.

5

Kahneman, “hızlı” ve “yavaş” sistemleri oluştururken Keith Stanovich and Richard West’in çalışmalarından faydalanmıştır. “1. Sistem” (hızlı) ve “2. Sistem” (yavaş) olarak da bilinirler.

6

Kahneman, D. (2011), Thinking, Fast and Slow

7

Thaler, R. and C. Sunstein (2008), Nudge: Improving Decisions about Health, Wealth and Happiness.

8

Aynı eser.

9

Mullainathan, S. and E. Shafir (2013), Scarcity: Why Having Too Little Means So Much.

10

Bell, C. (2013), ‘Inside the Coalition’s controversial ‘Nudge Unit’’; Daily Telegraph

11

Dunn, E., L. Aknin and N. Norton (2009), ‘Spending Money on Others Promotes Happiness’.

12

Halpern, D. (2015), Inside the Nudge Unit: How Small Changes Can Make a Big Difference.

13

Diener, E. (1984), ‘Subjective Well-being’; Layard, R. (2005), Happiness: Lessons from a New Science; Seligman, M. (2002), Authentic Happiness: Using the New Positive Psychology to Realize Your Potential for Lasting Fulfillment; Gilbert, D. T. (2007), Stumbling on Happiness. Daha geniş bir literatür incelemesi için Halpern, D. (2015), Inside the Nudge Unit: How Small Changes Can Make a Big Difference. Bölüm 9’a bakabilirsiniz.

14

Halpern (2015), Inside the Nudge Unit.

15

Dolan, P., T. Peasgood and M. White (2008), ‘Do We Really Know What Makes Us Happy? A Review of the Economic Literature on the Factors Associated with Subjective Wellbeing’.

16

Aynı eser.

17

Halpern (2015), Inside the Nudge Unit.

18

Holt-Lunstad, J., T. Smith and J. Layton (2010), ‘Social Relationships and Mortality Risk: A Meta-analytic Review’. Cited in Halpern (2015), Inside the Nudge Unit.

19

Dolan, Peasgood and White (2008), ‘Do we Really Know What Makes Us Happy?’

20

Layard, R., A. Clark and C. Senik (2012), ‘The Causes of Happiness and Misery’, Chapter 3 of World Happiness Report.

21

Australian Government (2012), ‘Benefits to Business: The Evidence for Investing in Worker Health and Wellbeing’.

22

National Health Service (2015): ‘Exercise for Depression’.

23

The New Economics Foundation (2008), ‘Five Ways to Wellbeing’.

24

Huppert, New Economics Foundation (2008), ‘Five Ways to Wellbeing’de sözü geçer.

25

Van Bovan, L. and T. Gilovich (2003), ‘To Do or to Have? That Is the Question’.

26

New Economics Foundation (2008), ‘Five Ways to Wellbeing’.

27

Greenfield, E. and N. Marks (2004), ‘Formal Volunteering as a Protective Factor for Older Adults’ Psychological Well-being’.

28

Harvard Business Review, January–February issue (2012), ‘The Science Behind the Smile’. See also Gilbert, D. T. (2007), Stumbling on Happiness.

29

The Behavioural Insights Team (2013), ‘Applying Behavioural Insights to Charitable Giving’.

30

Soman, D. and M. Zhao (2011), ‘The Fewer the Better: The Number of Goals and Savings Behavior’.

31

Aynı eser

32

Emmons, R. and L. King (1988), ‘Conflict among Personal Strivings: Immediate and Long-term Implications for Psychological and Physical Wellbeing’.

33

Locke, E. and G. Latham (2002), ‘Building a Practically Useful Theory of Goal Setting and Task Motivation: A 35-Year Odyssey’.

34

Sheeran, P. (2002), ‘Intention–Behavior Relations: A Conceptual and Empirical Review’.

35

Gollwitzer, P. and P. Sheeran (2002), ‘Implementation Intentions and Goal Attainment: A Meta Analysis of Effects and Processes’.

36

Inman, J. and L. McAlister (1994), ‘Do Coupon Expiration Dates Affect Consumer Behavior?’.

37

Ariely, D. and K. Wertenbroch (2002): ‘Procrastination, Deadlines, and Performance’.

38

Syed, M. (2015), ‘Viewpoint: Should We All Be Looking for Marginal Gains?’.

39

Pidd, H. (2016), ‘How Scientific Rigour Helped Team GB’s Saddle-Sore Cyclists on Their Medal Trail’.

40

Miller, G. (1956), ‘The Magical Number Seven, Plus or Minus Two: Some Limits on our Capacity for Processing Information’

41

Rea, P. (2016), ‘How to Go from Zero to Marathon in Six Months’.

42

Bandura, A. and D. Schunk (1981), ‘Cultivating Competence, Self-Efficacy, and Intrinsic Interest through Proximal Self-Motivation’.

43

Boice, B. (1990), Professors as Writers: A Self-Help Guide to Productive Writing.

44

Highsmith, J. (2004), Agile Project Management: Creating Innovative Products. Addison-Wesley Professional.

45

Latham, G. and G. Seijts (1999), ‘The Effects of Proximal and Distal Goals on Performance on a Moderately Complex Task’. Cited in Locke and Latham (2002), ‘Building a Practically Useful Theory of Goal Setting and Task Motivation’.

46

Baumeister, R. and J. Tierney (2012), Willpower: Rediscovering the Greatest Human Strength.

47

Fraser, M. and D. Soumitra (2008), ‘Barack Obama and the Facebook Election’.

48

Nickerson, D. W. and T. Rogers (2010), ‘Do You Have a Voting Plan? Implementation Intentions, Voter Turnout, and Organic Plan Making’.

49

Aynı eser.

50

Aynı eser.

51

Daily Mail (2015): ‘Why well-off women are most likely to have a problem with alcohol: Richest fifth are three times more likely to drink every day than those on lower incomes’.

52

Sutherland, R. (2013), ‘If you want to diet, I’m afraid you really do need one weird rule’; Spectator

53

Thefastdiet.co.uk (2016), ‘How Does the Fast Diet Work?’.

54

Mata, J., P. Todd and S. Lippke (2009), ‘When Weight Management Lasts: Lower Perceived Rule Complexity Increases Adherence’.

55

Milkman, K., J. Beshears, J. Choi, D. Laibson and B. Madrian (2011), ‘Using Implementation Intentions Prompts to Enhance Influenza Vaccination Rates’.

56

Aynı eser.

Вы ознакомились с фрагментом книги.
Приобретайте полный текст книги у нашего партнера:
На страницу:
4 из 4